HALKIN SAHİPLENMEDİĞİ İLE HALKIMIZ NEREYE VARABİLİR

...

HALKIN SAHİPLENMEDİĞİ İLE HALKIMIZ NEREYE VARABİLİR
Hepimiz çok sevindik yaşadığımız ülke yasalar çıkardı, dilimizi, kültürümüzü yaşatabilecek yasal zemine kavuştuk diye.
Hepimiz, bir araya gelince yakınıyoruz. Gidişatın böyle olmaması gerektiğini, bir şeyler yapmazsak toplum olarak asimile olacağımızı ve ne kadar da güzel insanlar olduğumuzu söylüyoruz. Kimse ise toplum olarak bu denli duyarsız olduğumuzu ve yok oluşumuzun asıl sebebinin kendimiz olduğunu pek ifade etmiyor. Çocuklarımıza seçmeli Çerkesce bile seçtirme konusunda oldukça aciziz. Ya birileri bizi sürükleyecek, ya da herkes yaptıktan sonra yaparız düşüncesiyle davranacağız.
Bir üniversitemizde yaklaşık olarak üç yıldır Çerkes Dili bölümü olmasına rağmen bu bölümün neden halen öğrenci almadığı, bu bölümde karşılaşılan sorunları, bu bölüme bin bir umutla gelen ve o bölümün açılmasını sağlayan insanın sorunlarını kimse umursamıyor. Halkımız duyarsız ve umursamaz. Söze geldiği zaman mangalda kül bırakmayan elit insanlarımız maalesef ki ortada yok. Halkı için, dili, kültürü için gerçek ve bilimsel çalışmalar yapan ve halkı eğer elini verirse beraber iyiye yürüyebilecekleri bu insan yalnız örneğin.
Kimse bizim adımıza bizi kurtaramaz. Eğer biz bir şeylerin değişmesi gerektiğini ifade ediyor ve mesele destek olma konusuna geldiğinde kaçıyorsak bizim kurtulacak halimiz kalmamış demektir. Celladına teslim olmuş, ölümünü bekleyen ölüm mahkûmuyuz.
Ey halkım, duyarlı olun. Duyarlı olmak halkın adına çalışan insanlara maddi ve manevi olarak yardımcı olmaktır. Ayrıca “Biz yardımcı olmak isterdik, ancak nereden bilelim o insanın bizi aldatmadığını!” gibi bahanelere de sarılmayın. Kimse kusura bakmasın ancak herkes kimin halkı için çalıştığını gayet iyi biliyor ve o insanlar iyi tanıyor. Artık silkinelim ve uyanalım. Ya da artık eyleme dönüşmeyecekse konuşmayalım, ölüm uykusuna huzurla yatalım.
Marguş Vezir
04.09.14
23:29

Bir cevap yazın