İMGELERDEN SIYRILMAK

...

İMGELERDEN SIYRILMAK

Bizi yıllarca farklı gösteren ve düşünce dünyamızı mutasyona uğratıp bize bizi olmadığımız şey zannettiren kavram ve imgelerden kurtulup kendi öz düşüncemizle yolumuzda yürümeliyiz.

Kendi öz değerimiz ve pratiğimiz olan “insan olma” kavramının merkeze alınması yerine kimi ideolojileri merkeze almamız ve farkındalığımızı bir kenara bırakmamız sonucu düşünsel açıdan sömürüye açık bir topluma dönüşmüş durumdayız. Anavatandan kopuştan çok öncelere dayanan ve “insan olma” kavramı yerine kutsallığın merkeze alınmasına sebep olan bir imgedir örneğin Kazanıkhue Jabağ. İlk kez toplumun liderleri konumunda olan insanlardan başlamak üzere toplumun insanlık tarihi boyunca edindiği tüm değerler “kutsallık kavramı” kullanılarak önce ikinci plana atılmış daha sonra ise toplumun bilinçaltına xabzenin “kutsal”a göre ikinci sınıf olduğu sinsice yerleştirilmiştir. Bu ise binyıllardır toplumu ayakta tutan reflekslerin deforme olmasına yol açmıştır. Çerkes toplumunun nezaketinden faydalanarak Çerkes toplumuna ekilen düşünceler zamanla özü emen ve toplumun yeni filizler vermesini engelleyen ökse otuna/куыгъу dönüşmüştür. Toplumun sağlıklı düşünmesini engelleyen bu kutsallık düşüncesi kutsallığa iman  ve kutsal ölümle en güzele erme  düşüncesiyle toplumu önce kendi kararını verdiren mekanizmadan koparmış daha sonra ise kutsalın temsilcisi olan yapının çıkarlarına malzeme kılmıştır.

Sadece 7 yıl gibi kısa bir süre fiili olarak uygulanan “şeriat sistemi” hem topluma mücadelesi için bir çözüm getirememiş hem de insanların yüreğindeki vatan kavramı yerine kutsal yer kavramını yerleştirmiştir. Çerkeslerin vatanlarından zorla koparılışına hizmet ettirilen kutsal düşünceler Çerkeslere kutsal olmayan bir gelecek hazırlamıştır. Anavatandan büyük sürgün       le ve ardından insanları tedirgin edip peyder pey vatanlarından koparmanın en büyük vasıtası olmuştur kutsal düşünceler. İnsanlarımız (utanarak yazıyorum) güya Rus yönetimi altındaki topraklarda ölürlerse hiçbir zaman cennete giremeyecekleri düşüncesine inanabilecek zavallı bir kıvama bile getirilmişlerdir. Bu düşünce sonucunda kutsal(!) halifenin toprağına göç edenler az değildir.

Kutsallığın sömürüsü sürgün topraklarında da sürmüş “Şeyh Şamil” gibi halifenin ve ülkesinin kolayca kullandıkları imgeler sanki Çerkeslerin kalan varlıklarını borçlu olduklarını zannettirdikleri sömürü imgelerine dönmüştür. Yıllarca vatanlarına sahip çıkıp savunmaları konusunda kendilerine hiçbir kutsal yardımda bulunmayan “kutsal ümmet” için Çerkesler canlarını verecek kıvama getirilmişlerdir. Kutsalın her fırsatta “çerkes” olanları dönüştürme hakkına rağmen Çerkesler kutsalın kendi varlıkları için fırsat yarattığına pek de tanık olmamışlardır.

Çerkeslik farkındalık üzerine kuruludur. Sorgulamak ve farkındalığıyla yaşamak üzerine kuruludur. Asıl kutsal olan insanın farkındalığını besleyen ve insanı özgür kılandır. Çerkeslik farkında ve özgür olmanın sinerjik(ortak üst enerji) üst yansımasıdır. Toplumsal kurtuluşumuz inanışı ne olursa olsun insanlarımızın merkeze insan olma farkındalığını yeniden koymalarına bağlıdır. İnsanı sömüren veya insanın özgür iradesini elinden alıp sömürüye açık hale getiren hiçbir düşünce kutsal değildir.

Yola düşmek vaktidir ancak imgelerin peşinde değil, gerçeklerin yarattığı özgürlüğün çizeceği hedeflerin peşinde.

Marğuş Vezir

19.01.2015

23:03

Bir cevap yazın