ÖNCELİK

...

ÖNCELİK
Önceliğimiz nedir bizim? Bilinçlenme ve halkımızın bilinçle toplu reflekslerine öncülük etmek mi? Ya da türlü konularda öne çıkıp halkımız adına pek çok konuya el atarak halkımız adına refleksler geliştirmek ve onu halkımıza mal etmeye çalışmak mı?
Çerkes toplumunda en çok görülen davranış Çerkeslik davası için ortaya çıkanların hep(ya da yüksek oranda) Çerkes halkı için en iyiyi hep kendinizin bildiğini iddia etmek ve bu iddiayı hem halka mal etmemek hem de vatan şartlarında ne şekilde bir yansımasının olacağını hesap etmeden iddianız için mücadele etmektir. Bu ise kısır bir mücadeleye yol açmakta vatandan ise bu tür mücadeleleri nötrleştirme teşebbüslerine yol açmaktadır.
Diasporadan yüksek perdeden seslendirilen ve mevcut şartlarda hayat bulması olanaksız olan sesler vatanı tahakküm altında tutan yönetimleri mevcut durumu korumaya zorlamakta sözde Çerkes toplumunun geleceği için mücadele eden kurumların dişe dokunur uygulamalarda bulunamayan kurumlar olarak devam etmesine yol açmaktadır.
Halka mal edilmeyen ve halkın kendisinin mücadele etmediği bir konuda o halk o mücadeleyi kazanamaz. Halkımız iki parçalı olduğuna göre -vatan ve diaspora olarak- mücadelemizin hem diaspora hem de vatanda sahiplenilmesi lazımdır. Birbirini tanımayan vatan ve diasporanın mevcut şartlarda aynı mücadeleyi sürdürmeleri olanak dahilinde değildir. En büyük sorunumuz gelecek için ne istediğimiz sorunudur. Vatan ve diaspora ortak olarak neyi hedeflemektedir bu konuda hemfikir olmalıyız. Ayrıca meselenin karşı tarafı olan Rusların da hesaba katıldığı bir zemin yaratılmalıdır.
Global gelişmeler Rusya’nın güneyi ile ilgili büyük hesaplar olduğunu göstermektedir. Ortak hedefi olmayan parçalanmış halimiz bizi bu hesapların en büyük malzemesi yapmaktadır. Kervan yolda dizilir misali kendi amacımız net olmadan malzemesi olacağımız bu yürüyüş bizi sadece bir felakete götürecektir. Rus yönetimi bu yürüyüşü şiddetle baskılamak yoluna gidecektir.
Ruslar elbette ki bizimle masaya oturmak zorundadırlar. Bunu kendi ülkelerini güvene almak için yapacaklardır. Sorun bizim bir yönümüzün olmaması ve net yaklaşımlar geliştirmememizdir. Ruslarla bizi masaya oturtacak tek şey ise bizim emperyal güçlere malzeme olmamayı içselleştirdiğimizden emin olmaları ve bize yapılan tarihi haksızlıkları kabul edip vatanımızı bize yeniden ulaşılabilir kılmalarıdır. Bu ise barış ve karşılıklı güvenle sağlanacak bir durumdur. Eski düşmanlıkları beslemek ve büyütmek hem bizi daha çok üçüncü güçlerin kucağına itecek hem de Rusya’yı gelecekte güvenlik açısından oldukça olumsuz bir duruma sokacaktır.
Vatanın barış ve istikrar içinde ekonomik olarak ayağa kalkması ve diasporanın nüfus, tecrübe olarak vatana katkı sağlaması oluşacak karşılıklı güven zemininin ilk adımıdır. Öncelikli hedefin diasporada kültürel olarak ayakta kalmanın yollarını sağlamak ve vatanın diasporanın insan ve ekonomik gücüyle vatana eklemlenmesini sağlamak olmalıdır. Meselenin karşı tarafı olan Ruslarda tehdit algısı oluşturmak yerine vatana fiili olarak sahip olunmalıdır. Vatana felsefe transferi ve dini düşünce transferi yerine nitelikli ve durumun farkında olan insanların transferi sağlanmalıdır. Yeri ve zamanı geldiğinde ise barış içinde vatanın ileriye taşınması için gerekli mücadele ve şartlar vatan eksenli olarak yaratılmalıdır.
Sonuç olarak diasporada öncelikli olarak ne olduğumuz ve nereye varmamız konusunda barış temelli olarak halkımızda bilinç uyandırmalıyız. Radikalizmi ve fiili çatışmaları yaratacak düşünce ve sloganlardan vazgeçmeliyiz. Vatanla ilişkilerimizi hep sıcak tutmalıyız. Birbirimizle ilgili soru işaretlerini yok etmeliyiz. Parçalarımızı vatanda yeniden bir araya getirmek için çabalamalıyız. Vatansız ve vatana rağmen bir yerlere varamayacağımızı kabul etmeliyiz.
Marğuş Vezir
21.06.2015
01:49

Bir cevap yazın