RUSYA FEDERASYONU ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ VE ÇERKESLER

...

RUSYA FEDERASYONU ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ VE ÇERKESLER

-Gerçekleri hatırlatmamızın nedeni nefret tohumları ekmek için değil, geleceğe uzanırken içimize öfke tohumları ekmemek içindir.-

Kadim renkleri ve kadim halkların geleceklerini gasp ederek ve yaşama haklarını her türlü insanlık suçunu işleyerek ortadan kaldıran haksız yönetimin mirasçılığı söylemlerini insanlığa karşı suç işlemeyi övme olarak alıyoruz. Ayrıca fiili olarak Rus halkı dışındaki federasyon halklarını ikinci plana atan her türlü girişimi de kültürel soykırım teşebbüsü olarak alıyoruz. Rusya Federasyonunun lingua frankası olarak Rusçanın ortak iletişim ve ortak bilim dili olmasının yanısıra diğer tüm etnik dil ve kültürlerin açıkça güvenceye alınmasını talep ediyoruz. Bu talebi de nüfusunun şu an yüzde 90’ı Rusya Federasyonu topraklarında olması gerekirken soykırım ve sürgün sonucu diyasporada yaşamak zorunda bırakılan Çerkes halkı olarak yapıyoruz ve buna da sonuna kadar hakkımız olduğunu ifade ediyoruz.
Çarlık Rusyası tarafından uygulanan ilk soykırım maalesef ki insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında iki kategoride birden yer almaktadır. Bu soykırımdır ve birinci kategori budur, ikincisi bu BİYOLOJİK SALDIRI şeklinde gerçekleşmiştir. 1800’lü yıllarda işgale boyun eğmeyen doğu Çerkesya halkına karşı yürütülen saldırılarda geri adım attıramayan Çarlık Rusya’sı insanlığa karşı suç teşkil eden biyolojik saldırıda bulunmuş ve bu saldırı tarihi kayıtlara da geçmiştir. Bu saldırı veba mikrobunun hem orman hayvanlarına bilinçli olarak bulaştırılması, hem Çerkeslerin arasına sığınmacı görüntüsüyle virüs taşıyan insanların gönderilmesi, hem de evcil hayvanlara bulaştırılması şeklinde gerçekleşmiştir. Bu saldırı sonunda doğu Çerkesya halkının toplam nüfusu 300 binden 30 bin gibi bir rakama düşürülmüş, Rus ordusu savaş meydanında geriletemediği Çerkes halkını toplu şekilde veba hastalığıyla yok etmiştir.
Çarlık Rusyasının ikinci insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamındaki suçu 1864 yılında resmi olarak son bulan Rus-Çerkes savaşında Rusların hem soykırım gerçekleştirmiş olması hem de savaşın bitiminde Çerkesya’nın ana unsuru Çerkesleri yaşama kaynaklarını da yok ederek zorla topraklarından sürmüş olmasıdır. İkinci soykırım sonrasındaki bu sürgün bu sefer hayatta kalan tüm Çerkes ulusunun nüfusunun %90’ının sürgün yolunda ve yeni yaşam alanlarında nüfusun büyük kısmını yok edecek dolaylı üçüncü soykırıma dönmüştür. Ayrıca vatanında kalan Çerkesleri de uzun dönem fiziki olarak rahatsız ederek ve de propagandalarla ülke dışına çıkarmıştır Çarlık Rusyası.
100 yıl süren savaş ve ertesinde insanlık tarihi boyunca Çerkeslerin kesndi vatanlarındaki geçmişe dair tüm kalıntılar planlı bir şekilde ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca Çarlık Rusyası Çerkeslerden askeri güç olarak da sürekli faydalanmış, ön saflarda Çerkesler kanlı savaşlarda yitmiştir. Sovyetler döneminden önce Çerkesya Kızıl ve Beyaz orduların boğuşma sahası olmuş, Çerkes halkı yine kanlı bedeller ödemiştir. Sovyet iktidarı kurulurken de bilinçaltında ırkçılık kokan bahanelerle pek çok yerleşim biriminde katliamlar gerçekleştirilmiştir.
Sovyet iktidarı zamanında da tamamen suni olan birlikteliklerle Sovyetlerin ruhuna aykırı şekilde Çerkes Ulusunun kendi kendini yönetmesine engel olunmuştur. Sonuç olarak hem Çarlık Rusyası hem Sovyetler Birliği zamanında bir şekilde Çerkes halkının geleceğe uzanma gücü elinden alınmıştır. Rusya Federasyonu zamanında ise ilk başlarda hakları teslim edecek izlenim uyandırılıp ertesinde Çerkeslere karşı yapılan kamusal haksızlık bu sefer istihbarat güçleri marifetiyle devam ettirilmiştir. Mesele o kadar vahim bir hale getirilmiştir ki Çerkesya’nın kalbi olan Soçi’de sanki hiç Çerkes yaşamamış gibi Çerkesler Rusya Federasyonu tarafından inkar edilmiş, gerçekleri ifade edenler vahşi bir şekilde baskılanmıştır.
Ancak dünyada konjenktürler değişmiştir. Baskı ve inkarla hareketsiz kılınmaya çalışılan tüm halkların asimetrik unsurlar olarak barış ve huzuru yok etme potansiyelleri aşikardır. Birbirine rakip küresel güçlerin bunu etkin kullandıkları ve bu konuda birbirlerine taviz vermekten kaçındıkları da bir gerçektir. Rusya Federasyonunun en büyük zayıflığı da Rusya Federasyonunu güçlü kılacak en büyük şans da burada yatmaktadır. Birlikte yaşamak için bir tarafın herkese efelenmesi devri kapanmıştır. Birlikte yaşamanın artık tek unsuru gönüllü birliktelikle alınterinin sömürülmeden serbest dolaşabildiği ekonomik alanlar yaratmak ve bu alandaki herkesin bu alanlarla ilgili ekonomik ve psikolojik bağının olmasıdır.
Çerkes halkı barışçıl ve üretken bir halktır. Çerkes halkının geçmişte uğradığı haksızlığın telafisi Çerkesya’da onlara eski alanlarını açmak ve alan açarken de bunu alınteri ve psikolojik olumlamayı Rusya Federasyonu ekonomik alanına eklemlemek gayesiyle planlı bir şekilde yapmak gerekmektedir. Travmaları iyileşmiş bir Çerkes ulusu üretimin ve kaliteli yaşamanın ve dolayısıyla sürdürülebilir barışın teminatı olacaktır. Aksi sadece kaostur. Anayasaya bu yüzden Çerkes halkının tarihi haklarını onayan, Çerkeslerin bir devlet programıyla yeniden eski topraklarında yeşermesinin önünü ekonomik ve psikolojik olarak açacak hükümlerin konmasını istiyoruz. Pazarda herkesin Rusçayla anlaştığı ancak herkesin renklerinin de belirgin olduğu, kadim ulusların emeği ve varlığının saygı gördüğü bir Rusya Federasyonu istiyoruz. Ayrıca Rusya Federasyonunun sürdürülebilir refah için ihtiyaç duyduğu insan kaynağı olarak Çerkes halkının yeniden vatanlarına dönüşlerinin teşvik edilmesini de öneriyoruz. Çerkes halkının özgün geleneklerinin de saygı ve insan kavramlarına dayandığını ve bunun da modern devlet kavramının temel unsurları olduğunu hatırlatıyoruz.

Marguş Vezir
26.03.2020
23:44

Bir cevap yazın