İNTİKAM DEĞİL, BARIŞLA

İNTİKAM DEĞİL, BARIŞLA
Demokratik haklar talep ediyorsanız demokratik davranışlar sergilemelisiniz ve de hakkınızı elde ettikten sonra genel demokratik kurallara uyacak yaşam biçimine katkı sunmalısınız. Haksızlığa uğramış olabilirsiniz ve haklarınızı elde etmek elbette ki hakkınızdır. Demokrasinin gayesi gücün, uğradığınız haksızlıklar için öç almak gayesiyle ele geçirilmesi değil, adil bir yaşamı paylaşmaktır.
Demokrasi denilen kavram batı toplumlarında toplumun en küçük parçalarına bile adalet sağlamak ve toplumun beraber yaşama sinerjisini güçlendirmek gayesini güderken ve bunda başarılı olurken aynı kavram doğu ve üçüncü dünya toplumlarında gücü ele geçirmenin bir aracına dönüşmektedir. Çoğu kez de ülkeleri kargaşaya sevk etmek ve dışarıdan müdahale etmenin bir aracı olarak gizli bir müdahale aracı olarak kullanılmaktadır. Demokrasi İranda Şahı devirip iktidarı İslamcıların eline veren bir kâbusa dönüşürken Libyada ülkeyi kaosa ve kargaşaya sürükleyen ve ülkeyi sömürüye açan bir mekanizmaya dönüşmektedir.
Çerkes halkı tarihi vatanından koparılmış ve büyük çoğunluğu diasporaya savrulmuştur. Elbette ki tarihi vatanında yaşama ve geleceğe uzanma hakkına sahiptir. Vatanına yeniden dönme hakkına sahip olan bu insanlar kendilerine vatanda yer açmak için ordular kurup orayı ele geçiremeyeceklerine göre ve Rus düşmanlığı, Karaçay-Balkar düşmanlığıyla bir kazanım elde edemeyeceklerine göre vatana dönüş olayı barış üzerine temellendirilmelidir. Dönüş olayı Çerkeslere kanlı yeni maceralar yaratmayacak altyapı üzerinde temellendirilmelidir.
Çerkes halkının uğradığı büyük haksızlık son zamanlarda yoğun şekilde kimi Çerke(z)lerin de işbirliğiyle istismar edilmektedir. Demokrasi kelimesinin peşine takılan kimi Çerke(z)ler batının kendilerine sağladığı örtülü olanaklarla hem soykırım kavramını hem de Rus düşmanlığını yüksek perdeden dillendirmektedirler. Demokrasi serabıyla yola çıkarılan kitleler ileride kullanılacak silahlı aşırılık hareketlerinin tabanı olacaklarının farkında bile değildirler. İlk hedefleri vatan ile diaspora arasında kurulan ilişkileri sabote edip vatanı ulaşılmaz kılmak ve böylece bu kavram yerine zihinlere sanal ve ölünecek vatan kavramını yerleştirmek olan işbirlikçilerin demokrasiyle uzaktan yakından zaten ilgileri yoktur. İşbirlikçilerin hedefi yaratacakları umutsuzluk ikliminde karanlıkların tohumlarını Çerkes halkının içine ekmektir.
Rus Devleti Çerkes halkıyla ilgili sorunu çözmek zorundadır. Çerkes halkının vatanla ilgili umutlarının tamamıyla yok edilmesi ve öç duygusuyla doldurulmuş kitlelerin nelere yol açacağı aşikârdır. Mevcut durumda büyük kitlelerin vatan topraklarına kabul edilmesi Ruslar açısından risk olarak görünmektedir. Provakatif ve aşırılıkçı unsurların sızmış olma ihtimali korku yaratmaktadır. Rus Devleti bu sorunla ilgili uygulanabilir stratejiler konusunda yavaştır. Bu yavaşlık da bir risktir. Rus Devleti provakatif ve aşırılıkçı olmayan tüm doğal vatandaşlarını uygun sosyal koşullar sağlayarak vatandaşlığa kabul edeceğini ilan etmelidir. Rus Devleti uygun sosyal ve adaptasyon şartlarını sağlamalı ve uygulamalıdır. Rusya böylece hem kendisine karşı kullanılabilecek bir gücü kendi gücüne eklemlemiş olacak hem de tarihsel bir haksızlığı düzeltme konusunda örnek bir adım atmış olacaktır.
Rusyanın Çerkes halkıyla uygun işbirliği ve karşılıklı güven ortamının düşmanlıkla gelecek felaketleri engellemesinin yanısıra ekonomik ve siyasi pek çok fırsat yaratacağı da açıktır. Rusyanın güney bölgelerinin nitelikli yatırım alanlarına dönüşmesi, NATO’nun kesin sınırının Gürcistan’da sonlandırılması, kendi vatandaşlarının yaşadığı ülkelerde onlarla ilgili söz sahibi olma hakkı ilk akla gelenlerdir…
Çerkes halkı intikam ile değil, barış ile hayata tutunacaktır.
Marğuş Vezir
30.11.2015
22:39

Rus halkına ve yöneticilerine açık mektup,

Rus halkına ve yöneticilerine açık mektup,
Şu anki Rusya Federasyonunun diasporada yaşayan en büyük iki etnik grubu Ruslar ve Çerkeslerdir. Rus yasalarına göre bu etnik grupların Rusya Federasyonuna vatandaş olma hakları vardır. Ancak bu yasa biz Çerkesler için işletilmemektedir.
Çerkes halkı ve Rus halkı 100 yılı aşkın bir süre kanlı bir şekilde karşı karşıya gelmiş ve sonuçta Çerkes halkının %90’ı vatanını yitirmiştir. Her iki taraf da kanlı bedeller ödemiş ve Çerkes halkı dünyanın pek çok ülkesine dağılmıştır. Kimlik olarak yok olma aşamasına gelmiştir ve Çerkeslerin geleceğe tutunabilmeleri şansı da günden güne yok olmaktadır.
Çerkes halkının kimliğini koruması ne Rus düşmanlığıyla ne de radikal girişimlerle mümkündür. Global güçlerin kısa vadede Çerkes halkına düşmanlık karşılığında vaad ettiği hayallerin sonuçları her iki halk için de felakete sebep olacaktır. Umutsuzluk ve çözümü bulunmamış vatansızlık sorunu Ruslar bu durumu görmezden geldikçe global güçlerce Rusya aleyhine işleyen mekanizmalara dönüştürülüp Rusya cehenneme çevrilecektir. Bu cehennemde hem Çerkesler he de Ruslar yanarken global güçler sadece bu durumun yarattığı boşluğu Rusya aleyhine ekonomik çıkarlara çevirecek ve amaçlarına ulaşacaklardır.
Rus halkına ve Çerkes halkına ağır bedeller ödeten ve Çerkesleri yok olmanın eşiğine getiren sebep Rusların ve Çerkeslerin müttefik olmak yerine rakip olmalarıdir. Karşılıklı denge kuramamalarıdır. Ancak bu rakipler tarihte ortak tehlikelere karşı pek çok kez müttefik olmuşlar ve bölgelerini güvene almışlardır. Tarih yakın zamanda 2. Dünya Savaşında bu iki halkı yeniden müttefik kılmış ve uzun acılardan sonra ilk kez bir ittifak daha kurulmuş ve bu sayede iki halk da ortak düşmanı yenmiştir.
Rus halkı olarak bizleri görmezden gelmeye devam etmeniz bizden pek çok kitleyi sizlere karşı militarize ve radikalize güçlere devşirecektir. Yanıbaşınızdaki herhangi bir ülkedeki istikrarsızlık ortamında bu güçler derhal Rusyaya bir şekilde sokulacak ve kanı ve acıyı yeniden yaratacaklardır. Bedeli de iki taraf ödeyecektir.
Bizim vatanımızda yeniden yeşerme ve büyüme hakkımız vardır. Bunu görmezden gelemezsiniz. Rusya Federasyonuna nasıl ki diasporadaki bir Rusun vatandaşlık hakkı doğalsa bizim de bu hakkımız vardır ve bunu sağlamak zorundasınız.
Şiddetle ve boğuşmayla iki tarafın da varacakları bir yer yoktur. Şiddetle ve derhal karşılıklı dengeye ihtiyacımız vardır. Gözünüzü korkutan şey Rus düşmanlığıyla dolu kitleler zannettiğiniz insan gruplarının Rusya Federasyonuna dolacağı endişesidir. Ne Çerkeslerin ne de Rusların barış dışında bir şansları kalmamıştır. Diasporadaki Çerkeslerin barış odaklı olarak yeniden vatanlarına eklemlenmesini sağlamak zorundasınız. Rusya Federasyonunda şiddet ve çatışma yaratmayacak ve ekonomiye de eklemlenecek şekilde bizleri Rusya Federasyonuna eklemleyecek stratejiler ortaya koymak ve uygulamak zorundasınız. Bunları kurumsal olanaklarla Rus Devleti sağlayabilecektir ve bu işe bir an önce odaklanmak zorundadır.
Abhazya örneğini hatırlayın. Tam da kapınıza dayanmış rakiplerinizi Abhazyayı tanıyarak beklemedikleri bir duruma sokmuştunuz ve yıllar içindeki karşılıklı işbirliğinizle o bölgeyi güvenli hale dönüştürmüştünüz. Karşılıklı güven duygusu sizi türlü felaketlerin eşiğinden döndürmüştü. Bu durum hem Abhazlar hem de Ruslar için olumlu pek çok fırsatlar yaratmıştı ve halen de yaratmaktadır.
Zaman aleyhimize işliyor…
27.11.2015
Marğuş Vezir
23:07