TÜRK-RUS-ÇERKES
Türkiye’de Türk Halkına ve Türk yönetimine kendimizi yeterince anlatamadık. Özgün sorunumuzu dile getirme konusunda hep yavaş kaldık. Ne istediğimizi, amacımızın ne olduğunu yeterince anlatamadık. Türkiye içindeki olumlu imajımızı kullanarak ülke insanlarına kendimizi anlatma şansını da kullanamadık.
Çerkes Halkı barışçıl bir halktır. Özgün bir dile ve kültüre sahiptir. İnsanlığın bilinen tüm çağlarından beri kendine ait bir bölgede özgün yapısıyla yaşamış kadim bir halktır. En son Ruslarla yaptığı yüzlerce yıllık savaşını 1864 yılında dönemin emperyalist dünyasının da katkısıyla kaybetmiş ve Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasına dağılmıştır. Türlü nedenlerle dağınık yerleştirilen Çerkesler Osmanlı Coğrafyasındaki yoğun savaş ortamına yakalanmış bu coğrafyadaki insanlarla aynı bedelleri ödemek durumunda kalmıştır.
Peki Çerkeslerin derdi nedir Türkiye’de? Öncelikli olarak dili ve kültürünü Türkiye’de de korumaktır. Devlet olarak geçmiş dönemlerde kurumsal olarak asimile edilen dil ve kültürüne kurumsal/devletsel destekle yeniden hayat vermektir. Anadil eğitimi ve güncel teknik olanakların devletçe sağlanmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin Rusya Federasyonu ile Çerkeslerin vatanlarından sürülmesinden kaynaklı problemleri çözmek için kurumsal adımlar atmasıdır. Türkiye Cumhuriyetinin Çerkeslere Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu arasında ekonomik, kültürel anlamda köprü olması için politikalar belirlemesi böylece barış ortamında üç tarafın da yararına olacak adımlar atmasıdır.
Çerkes Halkı vatanından kopmuş bir halktır ve vatanını da hiçbir zaman unutmamıştır. Kendi özgün coğrafyasına yeniden yerleşme hakkına sahip olan Çerkeslere hem Türkiye Cumhuriyeti hem de Rusya Federasyonu geleceğe dair barış ortamının yaratılması ve emperyalist Batı tarafından yapılacak mühendislik çalışmalarıyla her iki ülke için de Çerkesler aracılığıyla Türk-Rus düşmanlığı tohumları ekilmemesi için devletsel destek vermek zorundadır. Çerkeslerin gelecekte kültürleri ve dilleriyle var olma şansı yaratan bu durum elbette ki Çerkes Halkının bu işe canı gönülden sahip çıkacağı ve hayat vereceği hayati meseleleridir.
Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti, barışçıl ve demokratik yapıdaki Çerkes Halkının kültürel ve tarihi sorunlarına özellikle ilgi göstermelidir. Ülkede sağlayacağı demokratik haklar için Çerkeslerle ilgili pilot uygulamalar yapmalı, barışa dayalı örnekleri Çerkesler üzerinden yaratmalı ve sorunlu halklara somut olarak devletin istediğinin barış içinde değişim olduğunu vurgulamalıdır.
Çerkeslerin Türkiye’de vatandaşlık, resmi dil, bayrak, toprak anlamında sorunları yoktur. Bu ülkede var oldukça bu ülkenin esenliğinin, barışının, demokrasi kültürünün parçasıdırlar. Çerkeslerin vatanının bu ülke dışında olması ve orada yeniden yaşama isteği, kendi dil ile kültürlerini yaşatma isteği, devletin kurumsal desteğini talep etmeleri demokratik ve insani isteklerdir. Bu istekler hem Türkiye Cumhuriyeti, hem Çerkesler için geleceğe daha sağlam uzanmak için hayat bulması gereken isteklerdir. Türkler Batı’nın ikircikli müttefikçilik oyunlarından; Ruslar, Batı’nın ,Rusya Federasyonu’nu zayıflatıp sömürme hedefine yönelik politikalarından; ve Çerkesler vatanlarından uzak olmaktan çok çektiler. Üçlü sinerji zamanıdır.
14.08.2016
23:38
Marğuş Vezir