ЛЪЭПКЪ IУЭХУР ЛЪЭПКЪЫМ ЕЗЫМ И ПЩЭДЭЛЪЩ

ЛЪЭПКЪ IУЭХУР ЛЪЭПКЪЫМ ЕЗЫМ И ПЩЭДЭЛЪЩ
Адыгэ Iуэхур зекIуэкъым икIи зыщIыпIи кIуэкъым. Хэхэс Iуэхури, пщэдей зигъэIэн Iуэхури зэр хуэфащэм хуэдэу лъэпкъым зыхиубда зы Iуэхукъым. Iуэхум пэжкIэ лъэпастхъэуэ пылъ ди цIыху бжыгъэкIэ мащIэ гуэрхэр хэтхым лъэпкъым и нэхъыбэр щысщи езыр езыру Адыгэм пщэдей игъуэтын яфIощIыр. Лъэпкъ Iуэхур зэфIэтхынущ жоуэ нобэ утыку ит гуэрхэми я гугъэр Iуэху зэфIэхынкъыми лъэпкъ Iуэхур нэхри зэфIэкъэнщ.
Мыр щапхъэщ :Дунейпсо Адыгэ Хасэр ди лъэпкъ Iуэху еплъкъым. ЦIэ зыфащамкIэ Iуэху ящIэ дыфIагъэщыурэ, дыщагъауэри дыщIэн хуейм дыщагъауэр. Щагъауэ къудейр дэрмырауэ Урыс къэралыгъуэри щагъауэр. Сэхъурокъуэ Хьэутий нобэхэм къипсэлъахэм уеплъмэ КАФФЕДыр ДАХым гуэкIын Iуэхур Iуэхушхуэкъым зэрыжиIэмкIэ. ПэмыщI ягуэхьэн хасэ куэд щыIэу жеIэр. КъиIуатэм къикIыр аращи Сорос Джордж хуэдэхэм я гупщысэм тет хасэхэм дагуэхьэфIынщ жиIэу аращ. Сорос Джордж хуэдэхэм я фондхэм я гугъэр хуитыныгъэрэ мамырыгъэрэ къэхуэхьын Iуэхуракъым лъэпкъхэм. Я гугъэ къудейр утыкур зэхэтхъуэу лъэпкъхэм яIэхэр зэлъэфэлIэнщ. Сэхъурокъуэ Хьэутий къыдгуэхьэну хьэзырщ жыхуиIэ хасэхэм ягъэзащIэ Iуэхухэм уеплъымэ лъэпкъ Iуэху хьэмэрэ Сорос Iуэхуми къыбгурыIуэнщ зыпылъхэр. Хьэутийи зэхитхъуэрэ зэхихырэ къывгурыIуэнщ.
Хэкурыс ди цIыхухэ, фыкъэуш. Адыгэм и пщэдейр фэращ зэпхар. Фэ лъэпкъ Iуэхур зипщэ дэфлъхьа фыфIэзгъэщIыурэ фызгъэжейхэм Адыгэм ипщэдейр Iырахыр. Фэри фыIурихауэ фожейр. Нобэм фипщIэнтIэпскIэ къэфхьэса Адыгэ-цIэр пщэдейм нэгъэсынри фэ фипщэдэлъщ. Адыгэ Iуэхур сы-Адыгэщ жызыIэу хъуам япщэдэлъщ. Фызэрыс хэку къэралыгъуэхэм Адыгэ Iуэхур къэлэну язубыдэлIэнур фэ фи къэруращ. Фэ фи къэру зыхэмылъу фэ фи цIэ къудейр зыфIэсщахэм Адыгэ Iуэхукъым я мурадыр.
Къуэжэдэсхэми, къэлэдэсхэми, полициеми, еджакIуэми, лэжьакIуэми Адыгэ зицIэ псэуми яIэ къэрур щызэрывгъэгъуэт хасэхэр фыухуэн е фи цIэр зыдыгъуа хасэхэр зыIэщIэфлъхэжын хуейщ. ТIани хэхэсымкIэ зыкъэвгъазэу Адыгэм и пщэдейм щхьэпэну къэнэжар Адыгэпсэм хэфлъхьэжын хуейщ. Нобэ мылажьэм пщэдей иIэкъым.

Маргъущ Везир
17.01.17
21:40

НАПЭ

(Тхыгъэр зигу иримыхьым и гуми и гъащIэми сыхырелъэщIыкI.)

НАПЭ
Нобэ нэс къагъасар пщэдейм нэдгъэсын Iуэхур мы ди щытыкIэмкIэ къэмпэжын Iуэхущ. Пщэдейм дыщIэт лъыр нэсыну щытми Адыгэ хэхэсым и лъэр пщэдейм Адыгэлъэм тету нэсынукъым. Мы хэхэс кхъэлъэм пщэдейм нэдмыхьэсыфыну щыт ди бзэри, ди хабзэри, ди жылэри къэмкIижыну щыщIэттIэнущ. Ди щытыкIэр щытыкIэ тэрэзкъыми лIэныгъэмрэ кIуэдыныгъэмрэ и лъэужьым диуващ.
Бзэр гъащ1эм псэуэ щопсэу. Гъащ1эм хуэфащэу хэмытыжмэ, ар ипсэм йоджэжыр. Бзэр лIэмэ лъэпкъри долIэр. Бзэр хэхэсым ди гъащIэм псэуэ хэтижкъым. ЛIэну телъщи ипсэм йоджэр. Псэури дызэщыджу Адыгэ Адыгэ жытIэ щхьэ лъэпкъыри ди пщэдейри ди Iуэхукъым. ПэмыщIхэм я зауэхэм дыри тылейщ. Iуэхур дэдейм къэсмэ ди гуэныхь фIейри ди лъэпкъым щхьэ дытынукъым. Мэлуаних ди бжыгъэу жаIэ ауэ пэжыу «ди пщэдей» жызыIэр миних хъууэ си гугъэкъым. Джэгурэ пысхьэлывэрэ нэхъ зим Адыгагъэхэм къэхуэна Адыгагъэм пщэдей щиIэкъым хэхэсым.
Мыпхуэдэу едгъэкIуэкIмэ ди щытыкIэр, Тхьэшхуэм и нэлатыр къытхуэфащэщ. ГуIэурэ хэкум щхьэ псэ зытахэм мыпхуэдэ зы щIэблэ хуэфащэкъым. Тхуэмфащэ фащэ тщыгъщи ды дэхьэшхэнщ. Тхуэмфащэ гъуэгу дытетщи ди гъащIэр щыуагъэ защIэщ.
Аращи хэхэс Адыгэхэ; Е дылIынущ, е Адыгэныр диIэкIэ дылIынущ. ДылIмэ пщэдей диIэнущ. Напэ диIэнущ. Ауэ Адыгэныр дылIмэ Тхьэм нэпэншу, нэлатыр дытелъу декIуэлIэжынущ, Тхьэм и нэмыплъым и нафIэм нэхъ къэдлэжьа диIэнукъым. ИкIи хэкум и Адыгэпсэу Тхьэм нэсахэр ди псэм и нэгум къиубжьытхэнухэщ.
Маргъущ Везир
13.01.2016
21:00

GÜRCÜ HALKI ÜLKESİNİN TRUVA ATI OLMASINI HAKETMİYOR

GÜRCÜ HALKI ÜLKESİNİN TRUVA ATI OLMASINI HAKETMİYOR
Gürcistan’a Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra Batı ve özellikle ABD tarafından Truva atı olma görevi biçilmiş ve bu görevini yerine getirebilmesi için bir plan dahilinde durmadan çalışılmıştır. Gürcistan’ı ülkeyi ayağa kaldıracak liderler yerine Batının piyonu edecek liderlerin yönetmesi sağlanmış, Gürcü halkı da boş vaatlerle oyalanmıştır.
FETÖ yapılanmasının dünyanın en ücra ülkelerinde ve Gürcistan gibi eksen değiştiren ülkelerde olması tesadüf değildir. Bu hareketin gayesi yuvalandığı ülkelerdeki elit bürokratları yetiştirmek ve ileride kendi sözünden dışarı çıkmayacak ve o ülkeleri zahmetsizce sömürtecek altyapıyı hazırlamaktır. Ancak bu yapılanma sömürüden sadece nemalanacaktır ve asıl aslan payını ABD içindeki karanlık yapılanma alacaktır. Yıllardır aşikâr şekilde önümüzde duran bu yapılanmanın faaliyetlerine baktığımızda sıradan bir şarlatanın kurduğu bir örgüt olmayıp, bu örgütü sistematik şekilde işleyen sinsi bir global yapının kurduğunu okuyabiliyorduk. Sıradan bir hayır örgütünün altından kalkamayacağı kadar büyük maddi giderleri olan bu devasa yapılanmanın sadece hayır bağışlarıyla sürmediği aşikardı. Kara ve karanlık paralar ve karanlık güçlerce finanse edilen bu örgüt, karanlık efendilerinin dünya düzeninin kanlı planlarının küçük bir uygulayıcısıdır. Bu karanlık güçler istihbarat örgütlerini ve Batı devletlerini kontrol eden ve onları kullanarak tüm dünyaya egemen olmaya çalışan güçlerdir. Bu güçler dünyanın her yerinde kanlı terör örgütlerini kuran ve dünyayı istikrarsızlaştıran güçlerdir.
Kanlı ve karanlık efendiler Gürcistan’da ne planlamaktadır? Kanlı ve karanlık güçler tüm Kafkasya’nın ve özellikle Kuzey Kafkasya’nın(Çerkesya) Ortadoğulaşması için yani kanlı çatışmalara itilmesi için Gürcistan’a üs olma görevini biçmiştir. Gürcü halkı yaşam tarzı olarak dinsel farklılıklara rağmen Çerkeslere pek çok açıdan benzemektedir. Şu anda karanlık güçlerin gayesi Kuzey Kafkasya kökenli ve diasporada yaşayan insanları orta dönemde aşırı milliyetçilik, Rus düşmanlığı ve radikal dincilikle donatmak, sonrasında ise tüm bu grupları Gürcistan’da militarize etmek ve Rus Devletine sızdırarak ortalığı cehenneme çevirmektir. Bu cehennem ortamında hem Rusya’nın güç kaybederek çekildiği alanları sömürmek hem de Hazar ve ötesini sömürmek daha kolay olacaktır. Gürcistan halkının bunun farkına varmasını engellemek ve kontrol altına alıp ülkelerini kendi karanlık emellerine hizmet ettirmek isteyen karanlık güçler FETÖ okulları ve FETÖ destekçisi iş adamlarıyla mesai başındadırlar. Gürcistan gibi sınırlı ekonomik güce sahip bir ülkeyi her türlü ekonomik desteğe sahip bu gibi taşeron örgütlerin adım adım ele geçirmesi ve Gürcistan’ı fiili olarak Gürcü halkının kontrolünden çıkarıp kendi efendilerinin arzusuna göre hareket eden taşeron bir ülkeye dönüştürmesi kuvvetle muhtemeldir ve Gürcü halkı bu konuda uyanık olmalıdır.
Bilindiği üzere FETÖnün Gürcistan’da 12 kadar okulu ve bir işadamı yapılanması mevcuttur. Abhazyada ve Kuzey Kafkasya’da (Çerkesya) taban bulamayan ve tutunamayan FETÖ yapısı maalesef ki karanlık efendiler marifetiyle Gürcistan’da yuvalanmıştır. Tıpkı Türkiye’de denenen ve başarılı olamadıkları teşebbüs gibi Gürcistan’da da yönetim kadrolarının ele geçirildiğinin düşünüldüğü anda aynı teşebbüste bulunulacaktır. Bu teşebbüsün başarılı olması bölge için felaket olacaktır ve Türkiye Devleti ve Rusya Devletleri de yeni kanlı senaryolarla güç ve insan kaybedecektir.
Rus Devleti Çerkes halkıyla Abhazlarla yaptığı gibi adil bir denge kurduğunda, Türk Devleti de tarihi haksızlıkların geleceğe taşınmaması için Çerkes halkının Rus Devletiyle adil bir denge kurmasına siyasi olarak katkı sunduğunda bölgedeki halklar kenetlenecek ve karanlık güçler bölgede yenilecektir.
Gürcü halkı koyun postundaki dost sandıklarını tanımalı ve bölgesindeki halklarla kenetlenmelidir.
09.01.2017
Marğuş Vezir
21:39

TÜRKİYEDE ANADİL EĞİTİMİ Mİ ANADİLDE EĞİTİM Mİ?

TÜRKİYEDE ANADİL EĞİTİMİ Mİ ANADİLDE EĞİTİM Mİ?
Travmalar yaşamış ve büyük insan kayıplarının ertesinde kurulmuş bir devlettir Türkiye Cumhuriyeti. Neredeyse tüm kaynakları tükenmişken kurulmuş bir devlettir Türkiye Cumhuriyeti. Yavaş yavaş, parça parça ayrıştırılmış bir imparatorluğun son kara parçasında son bir gayretle vücuda getirilmiş bir devlettir Türkiye Cumhuriyeti.
Osmanlı İmparatorluğunun gayrimüslim parçalarını ayırmak için dinsel ve milli farklılıklar başarılı bir şekilde işletilmiş gayrimüslim toprak parçaları sistemli ve kolay bir şekilde İmparatorluktan koparılmıştır. Devleti ayakta tutmak için bu sefer Müslüman unsurlar üzerinde birlik teşebbüsleri vücuda gelmiş ancak bu da işe yaramamış ve Ortadoğu ve Afrikanın kopuşu engellenememiştir. Müslüman unsurların koparılışında milli farklılıkların etken olması kurulan yeni devlette haklı olarak farklılıklara karşı bir travma yaratmış, bu ise tek tipçi olunduğunda geçmişteki gibi kopuşların engelleneceği düşüncesini yaratmış ve devlet sistemi tek tipçi bir yaklaşımla işletilmiştir.
Ancak en zor zamanda bir araya gelen ve düşmana karşı mücadele eden farklı etnik unsurları bir araya getiren sebepler görmezden gelinmiştir. Bu görmezden gelme bu sefer de dışardaki düşmanların kolay manipüle edebilecekleri alanlar yaratmıştır. Bu daha sonra teröre evrilmiş ve ülkenin başına bela olmuştur.
Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasını sağlayan sebep canı yakılan ve ikinci sınıf görülerek sömürülen doğu(Asya) halklarının mücadele etmediklerinde ayağa kalkamayacakları ve Batıyla mücadele edemeyeceklerinin ayırımına varmalarıydı. Bu ayırıma yaşanan ölümler ve kayıplar zemin hazırlamıştır. Batının baskı unsuru olarak kullandığı teknoloji ve gücün doğu(Asya) toplumlarında da yaratılabileceği düşüncesi Türkiye Cumhuriyetine zemin hazırlamış ve sonrasında da yapılan devrimleri kolaylaştırmıştır.
Geçmişte yaşanan travmalardan kaynaklı olarak içselleştirilen “farklılıklara müsamaha edilmemesi gerektiği” düşüncesiyle hareket eden devlet bu ülke insanını daha da kenetleyecek insani farklılıkları ve doğal insani hakları yok etmeye veya görmezden gelmeye kalkmıştır. Bu görmezden gelme durumu da doğal olarak dış güçlerce manipüle edilmiştir. Bu manipülasyon da türlü propagandalarla terör örgütüne evrilmiştir. Farklılıklara müsamaha etmeyen sistem zamanla durumun bu şekilde devam edemeyeceğinin farkına varmış olsa da travmalardan kaynaklı içselleştirdiği bakış açısını değiştirememiştir. Değiştirmek istediğinde de bu sefer manipüle edilen isteklerle insani hakları birbirinden ayıramamış ve çözümsüzlük katlanarak büyümüştür. Bir yanda manipüle edilen insani haklar isteyen bir kitle diğer tarafta da düşmanların sürekli kullandığı farklılık vurgusuyla yeni acılar yaşamak istemeyen bir kitle karşı karşıya gelmiştir.
Türkiye Cumhuriyetinde ülkeyi yönetenlerin de bu ülkede hak talep edenlerin de hem yaşanan travmalardan haberdar olarak hem de kültürel farklılıkların ayrışma noktasını hedeflemeden insani hakları sağlaması gerektiğine inanarak hareket etmeleri gerekmektedir.
Anadil bağlamında “anadilde eğitim” ifadesi manipüle edilmiş bir ifadedir. Bu ifade devlet için eski travmaları canlandıran ve savunma refleksi yaratan bir ifadedir. Doğal olarak da amaçlananın devleti bölmek olduğu düşüncesi vardır ve insani haklarını talep edenlerin “anadilde eğitim istiyoruz” ifadesi olumsuz algılanacaktır. Bu durum hem insani talepleri karşılanmayan insanlarda devlet düşmanlığına sebep olacak ve hem insani bir hakkın kullanılması engellenecek hem de bu durum çatışmaya taban yaratarak dış düşmanların istediği duruma hizmet edecektir. Devletin travmasının farkında olan dış düşmanlar “anadilde eğitim” ifadesini bilerek ve isteyerek manipüle etmektedirler. Anadilde eğitim demek farklılıkların ilan edilmesi, farklılıkların çatıştırılması, farklılık temelinde birilerinin düşmanla iş birliği etmesi demektir, bölünme demektir, acı demektir, ölümler demektir, yeniden kabuslara dönmek demektir, çözümsüzlük demektir, devletin asabileşmesi demektir, temel insani hakların asla tam olarak sağlanmaması demektir. Çünkü “anadilde eğitim” devletin varlık sebebini farklılık temeline indirgemektir. Türkiye Cumhuriyetinin varlık sebebi bu coğrafyadaki insanların çalışarak ve terleyerek birinci sınıf insan olarak yaşayacaklarına olan inançlarıdır.
Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan herkes hem yönetirken hem de hak talep ederken bu coğrafyadaki travmaların bilincinde olmalıdır. Ayrıca bu travmaların yarattığı “farklılıkların tehlikeli olduğu düşüncesi” aşılmalıdır. Tek tipçilik yerine insani farklılıkları yok etmeyen, insani hakları sağlayarak manipüle edilecek alanlar bırakmayan anlayış içinde olunmalıdır.
Anadil bağlamında devletten sağlaması istenen “anadilde eğitim” yerine “anadil eğitimi” olmalıdır. Anadil eğitimi ana sütü gibi helaldir ve insanidir. Ayırımcılık ve ayrışma yerine bütünleşme demektir. Manipüle edilecek alan bırakmamaktadır. “Anadilde eğitim” ayrışma ve ateşe benzin dökmek demektir, travmaları diri tutup ülkeyi yangın yerine çevirmek demektir, devleti asıl görevi olan sosyal devlet olmak için enerji harcaması yerine şizofreniye itmek demektir. “Anadil eğitimi” renklerin ve devletin korunması, birbirine kenetlenmesi demektir.
Marğuş Vezir
23:17
03.12.16