DÜŞ

...

DÜŞ

Halkımız için çok şey yapmalı evet, ancak eylemlerimiz ne kadar mantıklı olursa olsun eylemsel olarak halkımızın hemen bizimle harekete geçip bizim elimizden tutacağı yanılgısının hayal kırıklığı kaçınılmazdır şu aşamada.

Halkımızın kendi adına toplu olarak bir şeyler yapıyor hale gelmesi için halkımızın kulağına her gün duyabileceği şekilde fısıldanmalıdır yapılması gerekenler. Halkımızın kulaklarına ulaşmalı yapılması gerekenlerin sesi ki halkımız bunu içselleştirebilsin ve eyleme geçirebilsin fısıltıları.

Peki, halkımızın kulağına ulaşacak fısıltıları neyle fısıldayacağız? Kendi türkülerimizin, kendi şiirlerimizin, kendi yazılarımızın içine olması gerekenlerin mesajını koyarak yapacağız elbette. Halkımızın yüreğinde uyuyan ve küçük bir dokunuşla dışarı çıkmaya hazır olan olması gerekeni gerçekleştirme isteğinin elinden tutacağız… Kendi ideolojimizi kendi edebiyatımızla işleyeceğiz, kendi sesimizle sesleneceğiz halkımıza ve herkese duyurunca sesimizi işte o zaman kendi rengimizle yola çıkacağız ve çıkaracağız.

İnsanların önce düşüncelerinde inandıramadığınız daha sonra düşlerine koyamadığınız bir eylemde başarılı olmak mümkün değildir. Kabul edin, daha yolun en başındayız. Kendi özgün düşüncelerimizi ve düşlerimizi birbirimizle paylaşma ve gerçeğimizi bulma yerine hep başkalarının düşüncelerine ve düşlerine göre halkımıza yol çizmeye çalıştık bugüne kadar. Bu yüzden sadece bize özgü olma anlamındaki özgün düşünceler bağlayacak artık bizi.

Herkes döksün düşüncelerini ortaya. Şair şiirini yazarak, sanatkâr türküsünü söyleyerek, yazar yazısını yazarak, halkım yüreğini ve kendisiyle konuşan kendi seslerini dinleyerek. Böylece bulalım hangi düş bize ait ve ancak o zaman peşine düşebiliriz ve ondan sonra artık kimse uyandıramaz bizi kendi düşümüzden.

Marğuş Vezir Savrum

24.10.14

21:50

Bir cevap yazın