LATİNİST KURTARICILARIMIZA

...

LATİNİST KURTARICILARIMIZA

Bir zamanlar ben de Latin harflerinin diasporadaki halkımızın bir şeyler üretmesine vesile olacağı zannıyla ve de diasporada yazmak çizmek isteyen insanların önünü açacağı düşüncesiyle standart bir hale getirilmesini savunup, yazıp çizmiştim. Biraz da dijital dünyada daha yaygın olduğu düşüncesiyle Latinin daha işlevsel olduğunu düşünmüştüm. Eğer halkımız diasporada edebi ürünler ortaya koyuyor olsaydı ve güçlü bir şekilde bilinç düzeyini arttırmak için Kril harfleri daha az işlevsel olsaydı haklı olabilirdim.

Kim ne derse dersin Adıge halkının var oluşu vatanına bağlıdır. Vatandaki insanların benimsediği ve Adıge halkının yazılı hale getirip yaşatabildiği ve toplumuna yeniden can veren edebi ögelerin yazı formu kril harfleriyle olanıdır. Birilerinin dediği “yazı kodlamadan ibarettir “anlayışı doğru gibi görünse de alfabe ile ilgili gerçeği yansıtmamaktadır. Eğer sadece kodlama ihtiyacı olsa ve ortada ürünler olsa ortada hiç sorun olmazdı ve latin harflerini seve seve kullanırdık. Ancak bir tarafta zaten anavatanda yaşayan ve üretebilen bir mekanizma kodlama ihtiyacını Krille gidermişken o insanların ürettiklerini içselleştirip üstüne katmak yerine üretemeyen mekanizmanın kodlamayı çözüme kavuşturup neyin önünü açacağı anlaşılmazdır.

Bizi anavatanımızla bağlayan oradaki insanlarımıza mesajımızı ileten varlığımız dilimizdir. Anavatanla duygu birliği sağlamanın yolu kullandığımız dili ses kodunda olduğu gibi yazı kodunda da ortaklaştırmaktır. Biz anavatana sadece elimizde kalanları yeniden taşıyacağız ve oradakiyle bütünleştireceğiz. Biz bulunduğumuz yerlerde güçlü edebi ürünler yaratıp onu tüm halkımıza mal etmek ve halkımızın yolunu edebi hareketimizle yönlendirmekten çok uzağız. Güçlü bir edebi üretkenliği olmayan diasporada dili ve kültürü yaşatmanın latin kodlamasına bağlanması ayakları yere basmayan bir düşüncedir. Bu düşünce, latin kodlaması kullanan Türkiye’de hiyeroglif kodlaması ile edebiyatı yeniden yaratmak düşüncesi kadar saçmadır.

Şu anda Latin harfleriyle çok iş becerecekleri zannına sahip insanlar anavatandaki insanlarla acaba hangi kodlamayla anlaşıyorlar. Ortaya koyacakları hangi değerlerle anavatan için itici güç olacaklar sormak lazım. Anavatan bir zemindir ve kodlama da bizi bağlayan bağdır. Anavatanın kodlamasından uzaklaşmamız acaba birilerinin bizi başka bir şey için kodlaması için mi diye de sorma gereği hissediyor insan.

Meselemiz sadece dil meselemiz var ve kodlamayı çözerek tüm meselelerimiz halledileceğiz meselesi değildir. İlk önce varlığımızın vatanda devam ettirilebileceğinin farkındalığını oluşturmak lazımdır. Daha sonra öncelikli olarak toplumumuzu ileriye taşıyabilmenin anahtar ögesi dilin farkındalığının oluşturulması gerekmektedir toplumumuzda. Farkındalıktan sonra ise her şey vatana göre kodlanacaktır otomatikman. Dil vatana dokunacak ellerimiz ve vatanı duyacak kulaklarımız olacaktır böylece.

Marğuş Vezir

09.11.14

02:27

Bir cevap yazın