NE ZAMAN BİZE YAKIŞTIĞI GİBİ DAVRANMAYA BAŞLAYACAĞIZ YENİDEN

...

NE ZAMAN BİZE YAKIŞTIĞI GİBİ DAVRANMAYA BAŞLAYACAĞIZ YENİDEN

Bir belediye Adıge Cumhuriyetinde Ramazan Ayında Ramazan iftarı ve erzak dağıtımı yapacakmış. Bu bana bir büyükşehir belediye başkanını ismi önemli bir derneğimize seçim öncesi ismi önemli bir derneğimize davet edilişini hatırlattı. Daveti organize eden kardeşimiz siyasi olarak hiçbir etkinliğimizin olmaması ve bunun kırılması düşüncesiyle yapmıştı bu organizasyonu. Sayın belediye başkanı gelmeden önce ise insanlarımızdan gerekli ağırlıkla ve ağırbaşlılıkla davranmalarını istemişti. Ancak buna ne isim verirsiniz bilmem ama sonuç tam anlamıyla bir rezaletti. Asla toplumumuzun değerlerine uymayacak şekilde edilgen bir ifadeyle belediye başkanıyla “efendimiz” tarzında el oğuştura oğuştura konuşmalar tamamlanmış ve beyefendi gönderilirken de bilmem şu kadar yardıma muhtaç üyemiz var da onlara iaşe yardımında bulunur musunuz denmişti. Hiçbir şekilde Adıge toplumunun ağırlığına uymayan zavallı bir yaklaşımın sahibi olan insanlarımız maalesef ki bizim adımıza bizi temsil ediyor görüntüsüyle bizi rezil etmişlerdi.

Makamların ve ünvanların hiçbir önem arz etmediği ve sadece Adıgağe’nın öne geçtiği ve dilenme ve biat kültürüne yabancı halkım ne zaman bu kadar zavallı bir hale düştü… Bedelini ödeyeceğini bile bile kendi insanını satmamak için hapishanelerde ölmeyi tercih eden bir yapı nasıl oldu da küçücük menfaatler peşinde koşan zavallı bir yapıyı doğurdu?…

Bakıyorum. Seçim zamanı yaklaşıyor. Daha önce “anavatanımız”ı aşağılayan ve hangi karanlık odaklara hizmet ettiği belli olmayan bir insanımız toplumunu hatırlayıvermiş ve toplumunun kültürünü pop kültürü zanneden birileri de hızını alamamış ve milletvekili adayı oluvermişler. Herhangi ortak bir anlayışımızın olmadığı ve ortak bir hedefimizin olmadığının aşikar olduğu bir ortamda bu insanların halkımız için değil de kendi zavallı çıkarlarının peşinde olduğu aşikardır. Daha düne kadar askeri darbe öncesinde her akımda her ideolojideki insanımız söz konusu kendi halkları olunca Adıgağe’nın gerektirdiği gibi birbirlerini kollamasını da başarıyorlardı. Kimse zavallı çıkarının değil de Adıge halkının selametinin peşindeydi.

Her şeye rağmen Adıge halkının selameti için ortaya çıkan ve Adıge ağırlığıyla siyasete giren insanlarımız da var. 6 milyonluk anlamsızlığımızdan Adıge halkı adına anlamlı sonuçlar için uğraşanlarımız da var.

Örgütlenme ve toplumsal refleksi organize eden bir yapıya yakın zamana kadar iç işleyişinde sahip olan bir halk olan Adıge halkı bu refleksini şehirleştikçe yitirmiş ve duyarsızlaşmıştır. Ancak yok olmamak için bu işleyişin modern versiyonu işler hale gelmelidir.

Açız. İnsanımız aç. Kendi yapısında var olanın ifade edilmesine aç. Kendi yapısına uygun şekilde dimdik kendi halkı için ayakta duranlara aç. Uğradığı haksızlık ve yok oluşuna dur diyenlere aç. Ama tok karnımız, kimliğini ve halkının geçmişini biat kültürüne kurban eden ve zavallı heveslerine anavatanı da meze yapmaya çalışanlara tok. Tok karnımız, karanlık paralarla halkımıza tuzak kuranlara. Tok karnımız, Adıgağeyi deforme eden anlayışları halkımıza ithal edenlere. Karnımız tok ve öfkeyle kusmamıza ramak kaldı.

10.03.15

Marğuş Vezir

20:04

 

 

 

Bir cevap yazın