SİZ TALEP ETMEDEN NE KİMSE GELİP ÇERKESLİĞİNİZİ KURTARACAK NE DE DEVLETİ SOSYAL DEVLET DEĞİL DİYE SUÇLAMAYA HAKKINIZ VAR

...

(KÜÇÜK BİR AZINLIĞIMIZI TENZİH EDEREK)

SİZ TALEP ETMEDEN NE KİMSE GELİP ÇERKESLİĞİNİZİ KURTARACAK NE DE DEVLETİ SOSYAL DEVLET DEĞİL DİYE SUÇLAMAYA HAKKINIZ VAR

Ekseriyeti “Asimile oluyoruz, yok oluyoruz, Çerkeslik yaşamalı, Xabze yaşamalı, Çerkesce yaşamalı…” diyen bir toplumumuz var. Ancak kaygısı kuru sözlerden öteye geçmeyen, kaygısı için terlemeyen bir toplumumuz var.

Çerkesliğini yazın kısa bir zaman gittiği köyünde geçmişte kalan anılarını o an köyde bulunanlarla hatırlamak, ya da şehirlerde çocukluk anılarını senede birkaç kez çocukluk arkadaşlarıyla paylaşmak olarak yaşayan, ya da sosyal medyada birkaç slogan paylaşarak/beğenerek yaşayan büyük bir kitlemiz var.

Dili bilen ancak üşendiği için 21. Yüzyılda kendi dilinde okuma yazma öğrenmeyen, çok bilmiş Çerkeslik alanında profesörlerimiz var.

“Yaw arhadaş, biz Adıgeceyi niye seçtirek. Yabancı dil daha iyi.” diyen kendine yabancılarımız var.

Muhabbette her seferinde kahramanlık anılarını anlatan ancak “Neden Çerkesce seçmiyorsunuz?” dendiğinde “Yaw arhadaş, ilerde başımıza iş açılır. Hele başkaları bir seçsin.” diyen korkaklarımız var.

Var da var anlayacağınız…

Hayır sevgili halkım, bu halinle sadece kuru bir kalabalıksın ve ciddiye alınmayı hakketmiyorsun.

Asimile edilmiyorsun. Çerkesliği dejenere ettiğin için ve yaşam tarzın Çerkes gibi olmadığı için asıl sen kendini asimile ediyorsun.

Yok oluyorsun evet ama ne devlet ne de Marslılar yok etmiyor seni. Sen boş vererek, yatarak, en iyi Çerkes benim diye kendini kandırarak kendi kendini yok ediyorsun.

Anılarda bıraktığın ve asla günlük yaşantında yaşamadığın o güzel değerleri sadece kendini parlatmak için gündeme getiriyorsun ama bil ki bunu yaparak güzelleşmiyorsun. Sosyal medyada da sadece antisosyal bir ibaresin.

Sadece dil bilmen seni kutsal yapmıyor. O dilin kullanılması, öğrenilmesi, kurumsal olarak öğretilmesi için hiçbir şey yapmıyorsan o dilin laneti elbet seni çarpacak, bil bunu.

Önce dürüst olacaksınız. Gerçekten dillendirdiklerinizi istiyorsanız ortaya çıkacaksınız ve mücadele edeceksiniz.

Talep ve mücadele sözcüklerinden korkmayacaksınız. Ana sütü kadar helaliniz olandır zaten talep edecekleriniz.

Eğer gerçekten dürüst olarak şu an mevcut olan haklarınızı kullanmak isteseydiniz ne Çerkesce ne de değerlerimiz bu kadar hızlı yok oluyor olmayacaktı. Mesela koca ülkede sadece 250 civarında öğrenci değil de on binlerce öğrenci Adıgece öğreniyor olacaktı. Bu durum da Adıgece için ekonomik açıdan bir alan yaratacaktı. Ayrıca aklı başında projeler ve organizasyonlar için kendisine hizmetler talep eden bir kitle olsaydınız bu ülke insanları bizi daha çok tanıyor ve bizimle daha çok empati kuruyor olacaktı…

Yakınmakla, anılarda yaşamakla, yatmakla, “Yaw arhadaş..” demekle bir geleceğimiz olamaz.

Talep eşit değildir kavga. Mücadele eşit değildir vurmak kırmak.

Kültürel dokumuzu korumak ve geleceğe taşımak için devletten destek talep etmek haktır.

“Neden ve niçin talep ettiğimizi anlatmak ve taleplerimizde ısrarcı olmak” ise mücadelemiz olmalıdır.

Talep etmeyi öğrenmeliyiz… Taleplerimizin arkasında durmalıyız…

Dürüst ve cesur değilsek aynen devam ki artık son virajdayız.

 

Marğuş Vezir

04.08.17

02:07

Bir cevap yazın