SOKAĞIN TÜRKÜSÜ

...

SOKAĞIN TÜRKÜSÜ

Para ve güce sahip olmadığımız için maalesef ki Çerkesliğin ağır sorunlarını sahipleniyormuş gibi görünen, ancak sadece beslenememiş zavallı kişiliklerinin egolarını besleme peşinde koşan para ve güç sahibi para aleyhisselamın müridi olan çerkesimsiler Çerkesliğe en büyük zararı vermektedirler ve halkımızın da umutsuzluk bataklığında debelenmesine katkıda bulunmaktadırlar. Sahibi oldukları iş yerlerinde kendi hemşehrilerinin emeğini ve alınterini sömüren bu tür insanlar hep Çerkeslik adına yapılan söylemlerde başı çekmelerine rağmen Çerkeslik için birşeyler yapabilmek için gerekli olan para ve güç sağlama konusunda hiç bir şey yapmamaktalar ve böylece de tıpkı kendi işçilerini sömürdükleri gibi sürekli vitrinde bulunarak halkımızın umutlarını ve geleceğini de sömürmektedirler.

Kurumlarımız, bu tür insanların yarattığı paraya ve gösterişe dayanan Çerkeslik imajından muzdariptir. Bahsettiğmiz insanlar için kurumlarımız kendini parlatma ve egoları besleme yerleridir. Ancak yapılanların toplumun geleceğine olumlu katkı sağlaması kaygısı taşımayan bu insanlar için yapılanları topluma mal etme çabası bulunmamaktadır. Bu yüzden de kurumlarımız başkaca kurumlara sahip olmadığımız için bir grup emekçinin omuzlarında taşınan ve vitrininde bu emekçilerin kendilerinin olamadığı ve bahsettiğimiz çerkesimsilerin bulunduğu kurumlar olarak varlıklarını devam ettirmektedirler. Genellikle orta ve dar gelirlilerden oluşan halkımıza zannettirilen Çerkeslik ise para ve güç açısından kaldırılabilir bir yük olmadığı için kurumlarımız halkın kurumları olamamaktadır. Bakmışsınız birileri anavatana gitmiş, orada güzel güzel ortamlarda bulunmuş veya anavatandan birileri gelmiş ve bir güzel misafir edilmiş… Önümüzde cereyan eden bu tür çerkeslik gösterileri çok pahallı olduğu için Çerkesliği yaşamayı sürekli ertelemek zorunda kalan büyük kitlelere sahibiz.

Halk biziz ve Çerkeslik de halkın gündelik olarak yaşadığı ve taşıdığı bir olgudur. Vitrinde bize sunulan o pahallı gösterişler Çerkeslik değildir. Çerkeslik, sahip olunan her türlü imkanla yaşanan ve devam ettirilen bir yaşama biçimidir. Bize vitrinlerde sunulan Çerkeslik bir yanılsamadan ibarettir. Bu yanılsama bataklığından bir an önce kurtulmak zorundayız. Vitrinleri kırıp ruhumuzun enerjisini sömüren insanların vitrinlerini darmadağın etmek zorundayız. Dikkatimizi sokağa, güneşe ve aldığımız havaya çevirmek zorundayız. Çerkesliğin pahallı bir gösteriş olmadığını yeniden içselleştirmemiz lazımdır. Çerkesliğin bir ekmeği paylaşmak, kana kana su içmek, terlemek ve kavga etmek gibi yaşamın kendisi olduğunu hatırlamak zorundayız. Kendi evimize, sokağımıza sahip çıkmak zorundayız. Vitrinlerle bizi avutup elimizdekileri sömürenlerden kurtulmak ve sokağın türküsünün tadını yakalamak ve almak zorundayız. Kendi küçük katkılarımızla kendi ortak mabedimizi inşa etmek ve orayı kutsal kılmak zorundayız.

Marğuş Vezir

08.08.15

02:26

Bir cevap yazın